BEYAZ AYI

İstenmeyen düşünceleri kontrol etmek zordur. "Beyaz Ayı" veya "Pembe Fil" düşünce deneylerinin
bize hatırlattığı gibi, insanlara açıkça pembe filler veya beyaz kutup ayılarını düşünmemeleri
söylendiğinde, bu hayvanları düşünme olasılıkları çok daha fazladır. Bu nedenle, sözde "Beyaz
Ayı", istenmeyen veya araya giren düşünceleri kasıtlı olarak bastırmaya çalışmanın aslında onları
akılda tutma olasılığının daha yüksek olduğunu gösterir.
1980'lerde Daniel Wegner, katılımcılara beyaz bir ayı düşünmemeleri talimatının verildiği ve her
akıllarına gelmesi durumunda zil çalma koşulunun olduğu 5 dakikalık bir deneye öncülük etti.
Paradoksal olarak, insanlar beyaz bir ayı hakkında düşünmemeye çalıştıkça zili daha sık çalmak
zorunda kaldılar çünkü tek düşünebildikleri beyaz kutup ayılarıydı (Wegner ve diğerleri, 1987).
Düşünce Bastırma Paradoksu
Düşünce bastırmanın paradoksal etkilerini belirledikten sonra, Wegner 1994’te, birisi onları
gerçekten bastırmaya çalıştığında, istenmeyen düşüncelerin akılda kalma olasılığının daha yüksek
olduğu fenomenini tanımlayan "ironik zihinsel kontrol süreçleri" teorisini geliştirdi.
Peki, "Beyaz Ayı Problemini" aşmanın ve istenmeyen düşünceleri kontrol etmenin en iyi yolu
nedir? Uygun bir şekilde "Girmesine İzin Vermezseniz, Çıkarmanız Gerekmez" başlıklı yeni bir
çalışma, proaktif düşünce önlemenin istenmeyen düşünceleri kontrol etmenin en iyi yolu olduğunu
öne sürüyor. Bu makale hakemli dergi PLOS Computational Biology'de 14 Temmuz'da yayınlandı
(Fradkin & Eldar, 2022).
Bu çalışmanın araştırma sorusu: "İstenmeyen bir eylemden nasıl kaçınacağımızla benzer şekilde,
istenmeyen bir düşüncenin aklımıza gelmesini engelleyebilir miyiz?" Bu soruyu yanıtlamak için,
Isaac Fradkin ve Eran Eldar, İngilizce konuşan 80 yetişkini, sözel ipuçları verildikten sonra belirli
kelime çağrışımlarını tekrar etmekten kaçınmaları için katılımcılara talimat verilen bir serbest
çağrışım görevlisi grubu oluşturdu.
Hesaplamalı analiz kullanan araştırmacılar, reaktif bilişsel kontrolün etkinliğini proaktif bilişsel
kontrole karşı karşılaştırdılar ve ikincisinin istenmeyen düşünceleri kontrol etmede çok daha etkili
olduğunu buldular.
Reaktif ve Proaktif Bilişsel Kontrol Arasındaki Fark
Tepkisel bilişsel kontrol, tipik olarak, bir düşünceyi bilince ulaştıktan sonra reddetmeyi ve
değiştirmeyi içerir. Buna karşılık, proaktif bilişsel kontrol, istenmeyen bir düşüncenin, bir düşünce
döngüsünün parçası olarak birinin bilincine hükmetmeye başlamadan önce akla gelmesini
engellemeyi içerir.
Özellikle, düşünce bastırmanın "Beyaz Ayı" paradoksuna dayanarak, önleyici düşünce kontrolünün
yakalama yöntemi şudur; bilinçli olarak belirli bir düşünceyi bastırmaya çalışırsanız, kaçınılmaz
olarak bastırdığınız şey hakkında düşünmek zorunda kalırsınız, bu durum ise istenmeyen
düşüncenin her zaman zirvede kalmasını sağlar.
İstenmeyen düşüncelerin bilince girmesini engellemek teorik olarak mümkün olsa da, kolay
değildir. Çoğu çalışma katılımcısı, istenmeyen bir düşünceyi bilince ulaştıktan sonra bastırmak için
reaktif bilişsel kontrol kullandı.
Araştırmacılar ise elde etikleri sonuçları şu şekilde değerlendirmişlerdir, "Bulgularımız,
düşüncelerin kendi kendini güçlendirdiğini gösteriyor. Bir düşünceyi düşünmek, hafıza gücünü ve
tekrarlama olasılığını artırıyor" diye açıklıyor. "Başka bir deyişle, istenmeyen bir çağrışımı tepkisel
olarak reddetmemiz gerektiğinde, bu daha da güçlenme potansiyeline sahiptir. Ancak kritik olarak,
insanların bir düşüncenin akla gelmesini sağlamak istiyorlarsa bu süreci kısmen önleyebileceklerini
de gördük, ancak bu durum mümkün olduğunca az."
Fradkin, ise gerçekleştirilmiş olan son çalışma hakkında Temmuz 2022 PLOS bloğunda, "Çalışma
katılımcılarının istenmeyen düşüncelerden kaçınamasalar da, istenmeyen bir düşünceyi düşünmenin
tekrar akla gelme olasılığını artırmamasını sağlayabileceklerini fark ettiğini bildirmiştir.
Yazının orijinaline ‘’Psychology Today, The Bast Way to Control Unwanted Thoughts’’ başlığı ile
ulaşabilirsiniz. Keyifli okumalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Berra ALKAN Arşivi
SON YAZILAR