BELEDİYELER NEDEN KENDİ İŞLERİNİ YAPMAZLAR

Konumuza girmeden önce daha önce bildiğim ancak yeni ispatlayabildiğim bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Hani şu şehrin basında öncüsü olduğunu iddia ettiği ve beş binin üzerinde bayi satışı olduğu iddia edilen gazata var ya,  geçtiğimiz hafta bazı günler arkadaşlarımız bayiide bulamadı. Birkaç gün o gazatayı okuyamayınca bizim gazeteyi dağıtan dağıtım şirketinin yetkilisini aradım. Bu arada bilmeyenler için bir malumat vermem gerekiyor. Ulusal basında iki dağıtım şirketi vardı;  birisi Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah ATV grubunun sahip olduğu Turkuvaz dağıtım, diğeri de Hürriyet Kanal D grubunun yani Aydın Doğan’ın sahibi olduğu Yaysat dağıtım idi. Demirören Aydın Doğan’dan Hürriyet, Milliyet, CNN Türk, Kanal D ve Yaysat dağıtımı da satın alınca Yaysat kapatıldı. Sadece Turkuvaz dağıtım kaldı. Hal böyle olunca da tüm gazetelerin dağıtımı Turkuvaz grubundan yapılmak zorunda kaldı. Biz uzun zamandan beri Turkuvaz grubuyla çalıştığımızdan sorun yaşamadık. Zaten bayii satışımızı neyse onu gösterdiğimizden Basın ilan kurumundan aldığımız resmi ilan da diğerlerinden düşüktü. Ama onlar yüksek parayı alırken hak ettikleri için değil, dağıtım şirketlerini ayarladıkları için alıyorlardı. Bayii satışının beş altı bin olduğunu söyleyenlerin de külliyen yalan söyledikleri şimdi ortaya çıktı. O gazatanın o zamanki genel yayın yönetmeni, dağıtım yapan şirketin Samsundaki yetkilisi ile çok yakın duygusal ilişkileri olan bir arkadaş olduğundan bayii satışı yüksek rakam gösterilmekteydi. Nihayet dağıtım Turkuvaz dağıtıma geçince gazetenin gerçek satış rakamının 800 olduğu ortaya çıkmış.

Hal böyle olunca gerek Basın ilan kurumundan gerekse piyasadaki reklamlardan hak etmediği yüksek payı alan bu arkadaşlar anında eski Yaysat dağıtıcısına yeni bir dağıtım şirketi kurdurup Turkuvaz dağıtımı bırakıyorlar. Ama Turkuvaz dağıtımın 300’ün üzerindeki bayiisine anında ulaşma imkânları olmayınca bizim gazete ofisinin etrafındaki bayiilerde o gazata bulunmuyor. İşin enteresan tarafı nedir biliyor musunuz? Kanunda dağıtımla ilgili ulusal dağıtım şirketi şartı var, bunların kurduğu yeni şirket ulusal değil yerel bir dağıtım şirketi. Bakalım Basın ilan kurumu buna göz yumacak mı?  Bu işin böyle olduğunu biz biliyorduk ancak belgelendiremediğimiz için bu güne kadar yazmamıştık, şimdi olay açık ve net ortada.  Turkuvaz dağıtım orda isteyen gitsin sorsun. Bu insanlar bizim Basın ilan kurumundan aldığımız resmi ilanların neredeyse iki katını alıyor. Sorarım size bu para helal mi? Bizim suçumuz doğru iş yapmak mı?  Sayın BİK il müdürü Bayraktar, iş size düşüyor hadi bakalım el mi yaman bey mi yaman görelim... Bu işi öyle enteresan bir hale getirdiler ki anlatamam. Altı, üstü olmayan bazı gazeteler bayramlarda 49/50 sayfa çıkıyorlar. İlan verenlere soruyorsunuz Vallahi de Billahi de haberimiz yok kuruş para ödemedik diyorlar. Bizim matbaamız var yetmedi CTP makinamız var, yetmedi bu işin dışında üç dört işimiz var biz böyle hoyratça davranamıyoruz. Ama adamların sırf hava olsun diye millete bedava ilanlar çıkarıp algı oluşturmaya çalışmaları akla ziyan bir durum. Bu konuyu burada kapatıp yazı başlığımıza gelelim.

Belediyecilik yapmış birisi olarak sosyal Belediyecilik konusunda nelerin yapılması gerektiğini, nelerin yapılmaması gerektiğini az çok biliyorum. Toplumun ihtiyaç duyduğu önemli konularda sosyal Belediyecilik yapılabilir ama bilimsel konularda Belediyelerin programlar yapmaları fevkalade yanlış bir durum. Geçtiğimiz hafta bir Belediyemiz PDR kongresi düzenlemiş konu psikoloji ve rehberlik. Kongreye gelenler MHP Genel Başkan Yardımcısı, MHP’li dernek yöneticileri, MHP İl Başkanı, Milli Eğitim Bakanlığından birkaç üst düzey bürokrat ve Üniversitelerin ilgili bölümlerinden birkaç hoca. Kongreyi yapan Belediye Ak Partili bir Belediye ve seçmen tabanı olarak tamamen varoş bir bölgede. Bu insanların PDR kongresiyle ne işleri olur anlamış değilim. Bu Belediyenin neredeyse havada uçan kuşa borcu var. Sanayi sitesindeki esnaflar o Belediyeye mal vermiyorlar. Geçenlerde bir arkadaşım anlattı; sadece bir tanıtım firmasına o Belediyenin iki milyon lira borcu varmış. Adamlar parayı istemişler Başkan, ‘gidin icraya verin’ demiş. Adamlar icraya gidip sormuşlar icradan 15’in üzerinde firmanın sırada olduğunu öğrenince vazgeçmişler. Bu Belediye Başkanı arkadaş o kongreye yüz ila iki yüz bin lira arası para harcayıp boşuna kongre yapacağına bir alacaklısının parasını ödemiş olsaydı daha iyi değil miydi?  Gayri resmî sahibi olduğu gazeteye her ay yüz bin lira verinceye kadar tüm gazetelere beş ’er bin lira verseydi de ayda on beş, yirmi bin liraya işi kapatsaydı daha iyi değil miydi? Acaba Ak Parti’den aday olamayacağı kanaatine varıp MHP’den aday olmak için mi böyle bir şey yaptı anlamış değilim. Her ne olursa olsun bu milletin parasını böyle heba etme hakkına kimse sahip değil. Bu dünyanın üstü varsa altı da olduğunu unutmayalım. Kalın sağlıcakla.   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
15 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR