Gazetemizde yeni yazı yazmaya başlayan Çakırbeyli Efe, ilk yazısında bana kafa tutarak, bakalım o mu daha iyi biliyor, ben mi demiş! Hani biraz canımı sıkmadı dersem yalan olur ancak bu şehirde olup bitenleri adam gibi kim yazarsa yazsın, kendisine şapka çıkartırız, yeter ki toplumumuz doğruları öğrensin, olayların perde arkasında dönen dolapları bilsin, kimin namuslu, kimin dürüst olduğunu görsün, kimin de her türlü şeytanlığı yaptığı halde insanlara o yüzünü değil de farklı yüzünü gösterdiğini bilsin, sana kolay gelsin Çakırbeyli diyerek sözlerime başlamak istiyorum.  İnsanın yaşadığı şehirde şehrin eşrafından sayılması, iş adamı olması, bürokrat veya kanaat önderi olması için gazetelere boy boy ilan vermesine veya bunu mahkeme kararı ile belirtmesine gerek yok. Gerek dünyada gerekse ülkemizde, dünya var olduğu günden bu güne dek, toplumların sevk ve idaresinde görev alan insanlar, o toplumun kanaat önderlerinden veya güvenilir kişilerinden seçilmişlerdir. Peygamberlere risalet görevi verilmeden önce, kendi toplumlarında en itibarlı ve en güvenilir insan olarak kabul görmüşlerdir, son peygamber olan H.z. Muhammed"in peygamberlikten önceki halk arasındaki ortak adı MUHAMMEDÜLEMİN, yani emin kişi Muhammet idi, bunu yazmamın nedeni ise yöneticiliğe talip olan insanlarda olması gereken vasıfları siz kıymetli okurlarıma hatırlatmaktı, adam siyaseti menfaati için yapıyorsa veya oturduğu makamı kişisel çıkarları için kullanıyorsa bu tür adamların yönetim kadrolarından uzaklaştırılması bizlerin en büyük görevi olmalıdır.
Samsunspor kulübünün son kongresinde geçici çözüm bulmak amacı ile yapılan listede adı olan bazı eski yöneticilerin, teker teker istifa ettiğini müşahede ediyoruz, bu arkadaşlarımızdan bir kısmı haklıdır, yöneticilik yaptıkları dönemde ekonomik olarak vermeleri gereken desteği verip, daha sonraki dönemlerde geriye çekilmişlerdir veya yönetime girmedikleri halde ekonomik olarak hayli destek verip, yönetim kadrolarına girmek istemeyen iş adamlarına da saygı duyarım ancak geçmişte bu kulüpte yöneticilik yapıp, şu kadar para verdim, bu kadar daire verdim, şu kadar alacağımın üzerine çizik attım deyip, hava atanlar şimdi ne oldu da derhal, behemehâl, acilen yönetimden istifa ettiler? Konuşmaya sıra geldiğinde, yok yurt dışında şu kadar mağazaları varmış, yok bu kadar ihracat yapıyorlarmış, yok yıllık kaç milyon dolarlık yatırım yapıyorlarmış! Sizin anlayacağınız, büyük holding olmuşlar, reklam verirken de bilmem ne grup diye reklam veriyorlar! İyi, güzel de, hava atmaya sıra gelince mangalda kül bırakmayan bu hacıağalar, sıra eller cebe gelince derhal istifa etmelerine ne gerek var? Arkalarında büyük babaları yok diye bunu yapmalarına gerek yok, bak ben arkamda Allah"tan başka kimse yok, çıktım anlamadığım bir işi yapıyorum ve alnım dik bir biçimde de yazılarımı yazıyor, haberlerimi yapıyorum, sizde adam gibi çıkıp, desenize ben bu kulübe şu kadar yardım ediyorum, sezon sonuna kadar götürmek bana ait, sezon sonu nöbetimi devralın diye. Diğer taraftan entellikten, dantellikten, iş adamlığından taviz vermeyip, her platformda Samsun sevdalısı olduğunu iddia eden top sakallılar, Hacı Garsonlar, Yüzde yüz yerliciler, Faizci Parababaları, Fındık ağaları kazançlarının onda birini bu kulübe verseler, değil bu sezon, birkaç sezon para ihtiyacı olmaz kulübün.
Bu insanlar sürekli almaya alışmışlar, vermek onların neyine? Onlar verir ancak iki şekilde verir, birincisi kaz geldiği yerden tavuğu esirgememek adına verirler, ikincisi ise akıl verirler. Onlarda para var ya, parası olanın aklı fazla olduğundan akıl da verirler, daha ne istiyoruz bu saygıdeğer insanlardan, bizden para almaksızın akıl veriyorlar, birde para isteseler halimiz ne olurdu siz düşünün, onlar bu şehrin efendileri, para babaları, eşrafı, kanaat önderleri, hani derler ya Eşekler çalışır, At"lar için diye! Bizimkisi de öyle bir şey, arkalarında para verecek Belediye veya başka iş adamları olursa bu insanlar vitrinlerin en başında olup, protokollerin baş tacı olacaklar, para ödemeksizin adlarına okullar, hanlar, saraylar yapılacak, sıra para ödemeye gelince, ellerinden gelse  helikoptere binip, ortamı terk edecekler. İşte bunlar bizim ağalarımız, paşalarımız, beylerimiz, efendilerimiz, entellerimiz, dantellerimiz, samsun sevdalıları, takdir sizin, Hoşça kalınız.