DOĞRULARIN YANINDA OLMAK ÇOK ZORDUR…

                        DOĞRULARIN YANINDA OLMAK ÇOK ZORDUR…

     Allah'a binlerce kez şükürler olsun ki elimden geldiği, elimin, ayağımın tuttuğu sürece yanlışın yanında hiç olmadım. Dünyada en zor iş doğruları konuşmak olduğunu da her fırsatta belirttiğimi, beni tanıyan herkes bilir. Bu güne kadar çektiğim çilelerin tamamına yakınını doğruları söylemekten çekmeme rağmen, bu duruşumdan asla taviz vermedim. Bu tavrımdan ötürü de asla pişman değilim. Geçen günkü yazımda, şehrimizde yaşanan bazı olayları anlatmıştım. Bu gün, bu olaylardan bir yenisini daha sizlere anlatmaya çalışacağım. Bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce, gazetemize gelen bir ihbarı değerlendirmek üzere, Kavak ilçesine gitmiştim. Konu, Tavuk Yetiştiriciliğindeki hormon olayını araştırmaktı. Yaptığım araştırma sonrasında Tavuklara hormon verilmediğini tespit edince, aynı sektöre girmeye karar verdim. Aslında bu sektörde olan bazı arkadaşların ısrarlı talepleri sonrasında, sektördeki sıkıntıları çözmek üzere, sektörün içerisine girmeye karar verdim.

       Tavukçuluk dışarıdan göründüğü kadar kolay bir iş değil. Tarımsal Destekleme Kurumu önderliğinde, Kümeslerin kurulması esnasında, Avrupa Birliği  Fon'larından, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de belli oranda desteği sonucu, bir hibe sağlanılmış olsa da, asıl sorunun üretim aşamasında olacağını ben, önceden tahmin ettiğimden, şehrimize mutlak surette ikinci bir firmanın gelmesi gerektiğini düşündüm. Bu konuyla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar yaptım. Ancak Aytaç firması ısrarla, Merzifon İlçesinden bu tarafa gelmek istemediğini söyleyince bu kez devreye, yukarıdan aşağıya giriş yaparak, yetkili arkadaşlarla görüşmek istedim. Nihayetinde Aytaç yetkilileri, geçtiğimiz Temmuz ayında Samsun'a geldiler. Ancak burada o kadar enteresan bir şey oldu ki şaşırırsınız. Ne oldu derseniz, biz onca uğraşla Samsun'a getirdiğimiz Aytaç yetkililerine, bazı arkadaşlar bizden önce ulaşıp, onları karşılayıp da Ondokuzmayıs İlçesindeki Tavuk işletmelerine götürdükleri yetmezmiş gibi, dönüşte de adamları ta Kirazlık'taki Bürolarına getirip, onları akşama kadar oyaladıktan sonra, onlara herhangi bir kümesi de vermeden, adamları Kavak tarafına yolcu ettiler.

         Biz Ladik'te adamları beklerken, akşam saat yedi buçuğu buldu. Zaten adamların gayesi de bizimle Aytaç yetkililerini görüştürmemekti. Ancak biz durumu farkedince  ısrarla adamları bekleyip görüştük. Nihayetinde o gün sadece biz Aytaç firması ile anlaştık, başka kimse anlaşma yapmadı. Anlaşması muhtemel bir çok Çiftlik sahibini, o insanlarla görüştürmediler. Biz anlaşma yaptıktan sonra, aradan geçen sürenin ardından, Köytür üreticilere civciv verme konusunda sıkıntı yaşamaya başladı. Bunun nedenine burada girmek istemiyorum. Ancak asıl sorun o gün, Aytaç firmasına Tavuk vermek istemeyen bu insanlar, daha sonra heyetler halinde, Aytaç firmasına gidip Tavuk vermek istediklerini söylediler ama nafile. Zira Aytaç firması o gün Kavak, Asarcık, Ladik ve Havza Bölgesinden Tavuk almak için anlaşma yapmaya gelmişlerdi. Şayet o zaman, o insanlara bu  yanlış yapılmamış olsaydı, bugün en az yirmi tane Tavuk Çiftliği Aytaç firmasına Tavuk verecekti. Bu sayede hem Köytür sıkıntıyı yarıya indirecekti, hem de üreticiler mağdur olmayacaklardı.

         Şimdi onlarca çiftlik sahibi beni arayıp, Aytaç ile anlaşma yapmak istediklerini söylüyorlar ama, Aytaç ihtiyacı olan tavuğu kendi bölgesindeki Çiftliklerden karşılamış durumda. Belki önümüzdeki yıl kapasite artırımına giderse belki ihtiyacı olabilir ama tercihi yine buralar olacağını sanmıyorum. Hani derler ya, bir kötünün bir aleme zararı var diye, işte o misal yapılan bir hata üreticiyi perişan etti. Şimdi birileri çıkmış Beyaz et Üreticileri Birliği kuracağız diyorlar. İyi güzel de kardeşim, bu birlik neye yarayacak. Civciv alımında veya kesimhane darlığında, herhangi bir işe yarayacak mı? Elbette ki hayır. Peki neye yarayacak? Bir kaç kişinin birlik yönetiminde olup konuşmasından öteye hiç bir işe yaramayacağı açıkça ortada. Kırmızı et Üreticileri Birliği var, ancak orada Birlik, Büyükbaş Hayvanlara verilen Devlet desteklerinde aracılık ediyor, Kümes Hayvanlarında Devletin desteği söz konusu olmadığından Birlik hiç bir işe yaramayacak. Ayrıca, bu arkadaşlar daha önce öve, öve bitiremedikleri Köytür Yöneticilerine kızacağına, adamların ne sıkıntısı varsa, ona yardımcı olup sorunu aşma noktasında destek verseler, çok daha sağlıklı bir iş yapacakları açıkça ortadadır. Ticari hayatta kızarak, ötede beride konuşmakla iş olmuyor. Tam aksine konuşup anlaşarak, uzlaşarak iş oluyor. Şayet Sinan Çakır'ın bir sıkıntısı var ise, herkes adam gibi ona yardımcı olmaya çalışmalı ki sorun çözülsün. Yoksa eleştirmeyle iş olmaz, bu şehirde bu kadar entrikanın olduğu yerde, iş üretmek çok zor. Herkese tavsiyem konuşmak güzel ama icraat yapmak zordur. Sözlerime son verirken,  ayak oyunlarının olmadığı bir şehir olmamızı temenni ediyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR