ER YA DA GEÇ HERKES YAPTIĞININ KARŞILIĞINI BULUYOR

           ER YA DA GEÇ HERKES YAPTIĞININ KARŞILIĞINI BULUYOR

Hayatımın hiç bir döneminde insanların sıkıntılarından mutlu olmadım, düşmanım dahi olsa insanların gördüklerinden geri kalmalarını veya sağlıklarının bozulmasını istemedim. Bunun nedeni nedir? Derseniz, bir insan her türlü hatayı yapabilir ancak onun çoluğunun çocuğunun yaptığı hatalar nedeniyle sıkıntı çekmesine gönlüm razı olmaz.

Beni yakından tanıyanlar çok iyi bilirler ki insanların sıkıntılı zamanlarında bana müracaat etmeleri halinde düşmanım dahi olsalar elimden bir şey gelse yapmaya çalışırım, bunu yapmamdan ötürü de bu güne kadar hiç pişman olmadım.

 Hazrei Ali'ye demişler ki “falanca adam sana düşmanlık yapacak” O da demiş ki “hayır O bana düşmanlık yapmaz çünkü ben ona iyilik yapmadım, şayet iyilik yapmış olsaydım o zaman bana kötülük yapardı” demiş.

İyilik yaptığım bir çok insandan zarar görmüş olsam da yaptığım o iyiliklerden asla pişman değilim. Bundan bir kaç gün önce çok enteresan bir olayla karşılaştım; Ladiğe yük nakletmek için bir kamyonet kiraladım, adamı hiç tanımıyordum, adam adımı sorunca ben bu ismi çok iyi tanıyorum dedi.

Bende dedim ki “olabilir işimiz gereği tanımış olabilirsin” dedim, bunun üzerine ne iş yapıyorsun? deyince “biraz gazetecilik, biraz yırtçuluk, biraz inşaatçılık yaptım. Şimdi de yeni bir iş yapmaya çalışıyorum” dedim.

Adam “hayır sen başka bir iş de yapmış olmalısın” deyince” biraz da Belediyecilik yaptım” dedim. Bunun üzerine adam dedi ki “şimdi oldu işte bizim köyün içme suyu problemi vardı, muhtarımız sana gelmiş  yardım istemiş. Sen de köye su getirme noktasında çok yardımcı olmuşsun, muhtarımız yıllarca seni anlattı bize, altı ay önce de vefat etti bizim köy seni gıyabında çok iyi tanır ve sana dua eder” dedi.  İşte bu olay bana görev yaptığım dört yıllık sürecin en basit örneklerinden birisi  sadece, bu işin manevi hazzı beni mutlu etmeye yeter de artar bile.

Yüce Rabbimiz Kuranı Kerim'de “Femen yağmel misgale zerretin hayren yere.....” yani yaptığınız zerre kadar iyilik ve kötülük sizlerin karşısına çıkacak diyor ya, bu bazen dünya da da gerçekleşiyor. Bir iyilik yapıyorsunuz yıllar sonra karşınıza çıkıyor, bir kötülük yapıyorsunuz yine yıllar sonra karşınıza çıkıverebiliyor.

 Keşke hep iyilik yapabilsek ama nefsimiz buna izin vermiyor, birisinden bir kötülük gördüğünüzde sabredip onu Allah'a havale etme erdemliliğini bir gösterebilsek var ya sormayın gitsin amma ve lakin nefsimiz anında devreye girip onun hesabını görmemiz gerektiğini bize inandırıyor ve bizde anında gereğini yapıyoruz.

 Oysa ki  biraz bekleyebilsek otomatikman gereği yapılacak. Allah Resülü bir Hadisi Şeriflerinde “Kızdığınız zaman ayakta iseniz oturun, oturuyorsanız yatın, daha da olmadı abdestinizi tazeleyin” buyurmakta. Yani bunları yapana kadar zaman geçer de siz yapacaklarınızdan vaz geçersizniz veya aklınız nefsinize  galip gelir buyurmaktadır.

Şöyle geriye dönüp baktığımda  bu anlamda çok enteresan şeylerle karşılaşıyorum. Örneğin, siyasette bana yanlış yapıp gereğini yaptığım insanların büyük bir kısmına hiç dokunmasaydım zaten belalarını bulacaklarmış, bana her türlü yanlışı yapıp benim de karşılığını verdiğim insanların büyük bir kısmı ya işini kaybetmiş, ya yuvası dağılmış ya da farklı bir musibetle karşılaşıp perişan olmuş.

Şöyle geriye dönüp baktığımızda geçtiğimiz yerel seçimlerde meclis üyesi seçilip kamu kurumlarını hortumlayan düzenbazların bir kısmı sahte fatura tanziminden milyonlarca lira ceza yiyip ekonomik sıkıntıya düştüler. İş hayatında olup siyasete devam etmek isteyenler havalarını aldılar, bir zamanların Ali kıran baş kesenleri şimdi süt dökmüş kediye dönmüşler, hayvanlar aleminin figüranları siyasetten çekilip yok olmak zorunda kaldılar.

Bizlere uyduruk operasyonlar yaptırıp şehri kendi tekellerine alıp yönetenler, şimdilerde beraber oldukları siyasetçilere ateş piskürüp onların can düşmanları ile beraber olmaya başlamışlar. Eskiden düşma olan  Bebek yüzlülerle Reisülkundemalar şimdi dost olup daha önce ayağa diktikleri siyasetçileri yok etmek için ellerinden geleni yapmaya çalışmaktalar.

Meslektaşlarımıza sıra gelince biz bu işe başladığımızda patron olanların büyük bir kısmı şimdilerde başkalarının yanında işçi olarak çalışmaktalar, beraber olalım düzgün iş yapalım deyip beraber olmaya çalıştığımız insanlar bizleri arkamızdan hançerlediklerinde hatta yayın kuruluşlarında hakkımızda günlerce, haftalarca yayın yapanlar şimdi yemeye ekmek bulamıyorlar, çeklerini senetlerini ödeyemiyorlar, sahip oldukları basın kuruluşlarını satacak adam bulamadıkları için kapatmakla  karşı karşıya kalmışlar.

Bu kadar ihanete, düşmanlığa, hainliğe rağmen hamdolsun yine biz dimdik ayaktayız ve bu şehirde piyasaya, işçisine ve Devlete borcu olmayan ender gazetelerden birisiyiz. Demek ki Yüce Allah doğru iş yapanlara destek veriyor aksi halde siyasetçisinden çetesine, iş adamından  bürokratına varıncaya dek şehrin büyük bir kısmı size karşı durmuş olmasına rağmen dimdik ayakta kalmanın tek nedeni Yüce Rabbimizin desteğidir.

Bize yanlış yapanların durumu da ortada bizim durumumuz da ortada, kimsenin yaptığı yanında kar kalmıyor,  adili mutlak olan Rabbimiz herkesin layığını veriyor, hamdolsun ki O var, Hamdolsun ki O'nun adaleti var yoksa bizim halimiz nice olurdu? Kulların adaletine kalsaydık bizim halimiz nice olurdu? Rabbim doğruların yardımcısı olsun kalın sağlıcakla.

                                                             

 

 

                 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR