Sarmal-2
Bir önceki yazıda Yahudilerin Avrupa'da tutunuşu,ön plana çıkışları ve yeni dünyaya geçişleri ile ilgili  notları aktarmıştım. Kurdukları örgütlerle nasıl bir hakimiyet sağladıklarını ve bu örgütler içerisinde ülkemizden yönetici ve bürokratların olduğundan  bahsetmiştim.
Amerikanın kurucularının  hemen hepsi masondu hatta  ''üstad'' mason  olacak kadar ileri seviyede idiler ve her zaman çevrelerinde banker Yahudiler yer almıştır.Ekonomik ve siyasi  olarak bu devleti  ellerine geçirenlerin oluşturduğu güçlü basın ile dünya üzerinde kara propaganda faaliyetleri etkin bir şekilde kullanılmıştır. Senin kahraman dediğin insana eğer bunlar hain derse , bir hafta sonra sanada hain dedirtecek kadar güçlüdürler.
Peki sarmal nasıl devam etti.
 Bölüşümün olabilmesi için bir düşmanın varlığı olmalıydı. Belirlenen düşman kızıldı, Prusya krallığı'na bağlı Trıer kentinde yedi çocuklu Yahudi bir ailenin üçüncü çocuğu olarak doğan  Karl Heinrich Marx 'ı Oluşturulan karşı kutupun başındaki fikir adamı olarak görmekteyiz.
Genelde  Aşkenaz ve Sefarad Yahudileri olarak iki başlık altında toplansalarda dünyanın her yerinde bunları görmek mümkündür, Hindistan, Yunanistan,İtalyan,Yemen,Umman,Etiyopya, Çin,  Irak, Mısır,  Lübnan ,Kürt, Libya,Gürcüstan,İran ,Azerbeycan Yahudileri diye liste devam ederken 30'u aşkın ülkede Yahudi toplulukları veya cemaatleri mevcuttur. Yine bu cemaat veya toplumların bulundukları ülkelerin ekonomi ve siyasetlerinde söz sahibi olduklarını unutmamalıyız.
Tüm dünyadaki gelişmekte olan ülkelerin başına bela edilen Imf ve Dünya bankası, devletlerin bir nevi ekonomik olarak  kontrol altına alınmasının açık belgesiydi. Bu iki oluşumda yine Yahudi kaynaklı ve ona hizmet eden iki kurumdu. Çok uzun yıllar ülkemiz Imf'nın kıskaçları altında ezilmişti. Ne zaman ki İmf den artık borç almayacağız denmişse ilk itiraz ve karşı duruş ülkenin sanayicilerinin oluşturduğu gruptan gelmişti.
Olayın bir başka boyutuna yine ülkemizde şahit olmuştuk, İmf kıskacından kurtulup yükselme yönünde harekete geçen ülkenin durdurulması ve kontrol altında tutulması için başlatılan bir takım eylemlerde yine bu yapılanmanın etkinliklerini görülmekteydi. Ülkemizdeki  eylemlerin arka planına bakıldığında, kutuplaşma ve belli bir grubu öne çıkarma  faaliyetlerine şahit olmaktayız.  Bu dönem yine Yahudilerle direk teması olan CNN ve BBc gibi  basın yayın kuruluşlarının günlerce canlı yayın ile gelişmeleri dünyaya duyurmaya çalıştığını görmekteyiz.
Aynı yayın kuruluşlarının Gazze'de İsrail devletinin uygulamakta olduğu terörü haklı yönlerini ortaya çıkarmaya çalışmakta olduğunada şahit olmaktayız. Gezi olaylarında reklam yayınlamadan saniye saniye yayın yapan,Mısır'daki olaylara gözünü kapatan Yahudi kaynaklı basın yayın organlarının Filistin'den yükselen feryatlara kulaklarını tıkamaları nereye hizmet ettiklerinin açık göstergesidir.
Bir başka gelişme ise yuvarlak masada alınan karar ile harekete geçirilen Sosyalizm kutuplaşmasının sona ermesinin ardından oluşturulan yeşil kuşak içerisinde bir takım terör örgütlerinin ön plana çıkartılarak, tüm İslam alemine mal edilme ve bunları kendi amaçları doğrultusunda kullanma çalışmalarına şahit olmaktayız.
 El Kaide örgütünün birden parlatılması ve Abd'de  büyük bir eyleme imza atması ile yakın zamanda Işid terörünün ortaya çıkışı ve önlenemez yükselişini gördükten sonra ister istemez neden Müslümanlar birbirini öldürüyorda , yanıbaşlarında İsrail devasa teknoloji ve silah ile Müslümanları öldürüken ona karşı neden direnmediği sorgulandığında, bu örgütlerin  kimler tarafından kullanıldığına yada kimlerin amaçlarına hizmet ettrilmekle görevlendirildiğini  görmekteyiz.