KUTLU DOĞUM

KUTLU DOĞUM

BEKLENEN NESLİ DOĞURACAK

Çoğu kez kendi kendime sordum…
Sorarım;
“beklenen Nesil Nedir?”
Beklenen nesil gelir mi?
Beklenen nesil nasıl doğar?
Es'ad b. Zürare kimdir?
Hz Muhammed sav Efendimiz;
Akabe Biatlerinden en bekledi?
Akabe Biatları'nın önemi ne?
Neden Hz Muhammed sav;
Taif Seferi'nin;
eziyetlerine neden katlandı?
Ve'd-Duha Suresi'nin;
Tesellilerine zemin hazırladı.
İşte Kardeşlerim…
İstanbul nasıl fethedildi?
Mekke nasıl fethedildi?
Malazgirt Meydan Zaferi…
Anadolu'nun Fethi;
nasıl hazırlandı?
Son Bozgun…
Çanakkale Zaferi…
Bedr'in Aslanları;
Nasıl yetişti?
Acaba;
Bugünkü Kutlu Doğum kutlayanlar;
Tarih yazabilir mi?
İstanbul'u yeniden fethedebilir mi?
Çanakkale Destanı yazabilir mi?
Diyanet İşleri Başkanlığı…
2010 yılından önceki…
2010 sonraki haliyle…
Neler yapmıştır?
Kimler geçmiş…
Kimler gelmiş?
Bir düşündünüz mü?
İmamlığa…
Köylere sürgün edilen;
Müftüler tanıdık!
Neden beklenen nesil aradı!
Diye…
Kur'an ayetlerini öyle seçmişse;
O ayetleri kürsülere taşımışsa;
Derhal terfih ettirilmiş;
Derhâl köylere sürgün edilmiş;
Müftüler tanıdık!
Biz 23 Nisanlar için;
Düşlenen nesli…
Allah'ın: “Kötü!” buyurduklarını;
Bayraklaştıran nesli;
Şakşaklayanları Müftü yapan;
İlahiyatlıları tanımadık mı?
Şimdilerde de;
Kameri-Şemsi yıl farkı gereği;
Nisan aylarında çakışan;
Kutlu Doğum-23 Nisan;
Çocuk Bayramı kutlamalarında;
Hükümetin 23 Nisan Neslini;
Iskalayıp;
Nebevi neslin ihyasını;
Önemsediklerini;
Diyanet ve Müftülüklere;
Bu hükümetin;
Kutlu Doğum kutlamalarına;
Ağırlık koyduğunu;
Çölaşan gibi köşeyazarlarının;
Ağızlarından dinler olduk.
Sevgili okurlarım;
Beni anlamanızı çok arzularım.
Ben Kur'an düzeninde şunu gördüm;
Bugünkü Diyanet;
Kur'an'ın “Medine-i Fadıla”…
“Asım'ın Nesli”…
“Kutlu Nesil”…
“Mükremin/Altın Nesil” gibi;
Ülkü/Mefkure taşımamaktadır.
Eğer Cum'a Tatilini;
hala kavramamışsa;
Eğer bu tatili;
“Boş Vakti Değerlendirme” gereği;
Resulüllah'ın övdüğü;
Yeğlediği sporlarla;
Resulüllah'ı sav;
Çağımıza taşıyan;
Müzik Topluluklarıyla;
Cami müştemilatını…
Evcil hayvan sevgisini;
Güdüleyen müzikle
Süslememişse;
O Cum'a sevdasından…
O Diyanet'ten
Ne beklenebilir ki!
Mevlit kandillerini…
Kutlu Doğum programlarını;
bir tür folklöre dönüştürmemizden
endişeliyim.
Bu programların çoğuna;
hakim olan yaklaşımda,
Peygamber (sav);
bir “nostaljik figür" olarak
anlatılıyor, anlaşılıyor.
“Neredesin ey Peygamber!" edası,
aslında “nerede olduğumuzu";
bilmememizin sancılı bir haykırışı;
olsa gerek.
“Özledik seni!" deyişler,
onun halen canlı…
güncel “gerçekliği"nin;
hayatımızda yer etmediğinin
belirtisi olarak okunmalı.
Son zamanlarda,
hissesi olmayan kıssalarla anlatılan
bir “Peygamber ve sahabeleri"
hamaseti doğdu ki;
arkasından bir de gözyaşı dökmüşsek,
kendisine tâbi olunacak
bir peygamber değil,
kendisine acınacak,
“ah vah" edilecek
“zavallı" bir peygamberle
baş başa bırakılıyoruz.
Cum'a Gününün fazileti;
Bugünkü Diyanet'in anlayışıyla;
asla bu nesil gülemeyecek.
Hele bir de, yoğun gözyaşı dökmemiz,
ona ve güzel sünnetine uzaklığımızı
seslendiren vicdanımızın;
çığlıklarını susturunca etrafta:
“Peygamber aşkı"ndan ağlayan;
ama mesela onun kıldığı,
onun kıl dediği namaza bigâne,
onun yaşadığı tesettüre…
edebe hal diliyle dudak bükenler
çıkmaya başladı.
N'olur;
Biz böyle olmayalım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR