30 Mart 2014 Mahalli İdareler Seçiminden sonra yazdığım yazılarda hep büyük resmi göstermeye çalıştım.

Yani yerel bir seçimin RTE sayesinde Türkiye çapında Genel bir seçim havasına sokulmasını yazdım.

Bu seçimin eğer varsa galibi de mağlubu da sn. Recep Tayyip Erdoğan'dır diye yazdım.

Ancak birazda yerelde neler oldu?

Bizler ne yaptık veya yapamadık?

Birazda olayın bu yönünü eleştirmek istiyorum.

Bitaraf değil tarafım.

Ben şahsen haktan ve doğrudan yanayım.

Milliyetçi Hareket Partisi inanç ve felsefe olarak doğru bir yolda olduğu için bende bu saflardayım.

O nedenle burada daha çok MHP olarak Samsun'da neler yaptık veya yapamadık?

Soru bu.

Samsun da MHP olarak elimizden geleni yaptık.

Ama demekki bu çalışma yeterli bir çalışma olmadığı aşikar.

Daha çok çalışmamız gerekiyormuş.

Akp'nin hırsızlıklarını, yolsuzluklarını halka birebir anlatmalıydık, anlatamadık.

Bireysel bazda gördüğüm kadariyle birçok arkadaşımız canla başla çalıştılar.

Hele başta Büyükşehir Belediye Başkanı Adayımız sayın Ferhat Günaydın başta olmak üzere

Canik'te sn. Atıf Yiğit, Atakum'da sn. Prof. Dr. Necdet Çamaş, İlkadım'da sn. Necattin Demirtaş olağanüstü çalışmalar sergilediler.

Çalışmaların birçoğuna bizzat katılarak şahit olmuşumdur.

Hakeza diğer ilçe belediye başkan adaylarımızın da çok çaba sarf ettiklerini biliyorum.

Ama olmadı.

RTE ve avenesi bu konuda daha profesyonel oldukları için başarılı oldular

Olay budur.

*

Bunları söylerken bu bahanelerin arkasına sığınacak değiliz.

Elbette çuvaldızı birazda kendimize batıracağız.

Bir defa çok çalışmamıza rağmen profesyonelce organize olamadık.

Çalışmalarımız daha çok son anda verilen kararlarla ve el yordamıyla olmuştur.

Dahası karşımızda kocaman devlet gücü ve imkanları var

Para gücü olarak bizim çok ama çok üzerimizde bir maddi güçle mücadele ettik.

Şunu gördümki vatandaşın oyu midesinden geçiyor.

Bu milletin karnını kim doyurursa oyunu alabiliyor.

Bir önceki yazım da da seçim mi geçim mi derken tam da bunu söylemek istemiştim.

Vatandaş aldığı parayı, makarnayı, odunu kömürü biliyor.

Gerisi hikaye.

Yine de tüm bu mazeretler haklı da olsa ki haklı, arkasına sığınamayız.

Tüm bu çalışmalarımız seçimleri kazanmaya yeterli değilmiş bunu gördük.

*

Ama birde madalyonun başka bir yüzü var.

İladım da oynanan belediye meclis listesi değişikliği olayı varki evlere şenlik.

Siyaset cambazı bir arkadaşımızın el yordamıyla ve içerideki piyonları aracılığı ile yaptığı liste oyunu seçimi kaybetmemizde en büyük nedenlerden biri olmuştur.

Ben açıkça her yeri kaybetsek te İlkadımı kaybedeceğimizi hiç düşünmüyordum.

Çünkü;Orada çok iyi çalışılmış 5 yıllık yıldızlı bir karnesi vardı Necattin Başkanın

Ama o gizli ve kirli el işin içine girince işin şekli değişti.

Ama bu liste değişikliğine birazda Necattin Başkan da ön ayak oldu mu bilemiyorum.

Eğer öyle ise kaybetmeyi hak etmiş demektir.

Bir de Necattin Başkan kendisine çok fazla güveniyordu.

Ne demişler çok bilen çok yanılır.

*

İlkadım'daki bu liste değişikliğine kızan birçok arkadaşımız çalışmadı.

Hatta tersine çalıştı.

Bir de amiyane tabirle kıyıda yatıp ortada bulunanlar var.

Ben hiçbir çalışmada, hiçbir konvoyda görmediğim,

Ama her yemek davetini de kaçırmayan üstelik Ülkücülerin ben abisiyim diyen Densizleri de gördüm bu seçimlerde.

Sen kim Ülkücülerin abisi olmak kim.

Yıllarca Anap'ta kemik yalamış, ama ortada yalayacak bir kemik kalmayınca tekrar aramıza karışmaya veya sığınmaya çalışmıştır.

Üstelik kendisini de Ülkücülerin abisi olarak görüyor.

Bakın şu Densizin yaptığına.

Bizler de yedik.

O kendini çok iyi biliyor.

İşte biz MHP olarak bu ve benzeri çapulcular yüzünden kaybettik.

Ne yazıkki bizde yalanacak kemik yoktu.

Başka bir grup ise nalıncı keseri gibi her iki tarafa da çalışanlar vardı.

Mesela isim vermeye gerek yok İlkadım bünyesinde olanlar gibi.

*

Uzun sözün kısası kaybettik.

İçimizdeki ayrık otlarını iyi tespit ederek daha organize olarak,

Dahası bugünden itibaren sandıkta görevli müşahit üyelerini şimdiden tespit ederek ve onlara periyodik seminerler vererek zinde ve hazır tutmak zorundayız.

Ve profesyonelce önümüzdeki seçimlere hazırlanmalıyız.

Klasik futbol terimiyle önümüzdeki maçlara bakacağız.

Maç bitmiştir, herkes soyunma odalarına.

Pardon sahaya…!

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE.