Aslında yazmaya değmez, ama mademki çok istedin yazayım bari

Doğrusunu ararsanız bu yazacaklarımı yazmayı düşünmüyordum, zira bu kadar ince ayrıntıları toplumun bilmesine gerek yoktu bence. Ama bizim Hayati kaşındı, illa da kaşımam gerektiği için bu yazıyı yazma mecburiyetim hasıl oldu.

Şimdi gelelim dün yazdığı yazıların teker teker cevabını vermeye...

Bizim meslek, Adnan Bahadır"a kadar düşmüş ise daha yapacak bir şey kalmamıştır diyor arkadaşımız. Şimdi kendisine birkaç soru ile cevap vereceğim...

Sen kaç yıllık gazetecisin, Hayati? Sanırım ömrün gazetecilikle geçti, değil mi? Peki kaç tane gazete kurdun bugüne kadar ve kaçı hayatta, kaçını da batırdın? Hem de benim gibi kendi sermayenle değil hep onun, bunun parası ile kurup  batırdın o gazeteleri!.. Bu arada hangi paralarla kurduğunu da yazacağım biraz sabret.

Sorularımın ilkini böyle toparladıktan sonra gelelim ikinci soruma:

Şu anda başında bulunduğun gazete, benim gazetemden tam bir yıl önce kuruldu. Tirajıyla, bizim gazetenin tirajını kıyasladığında onda birini satabiliyor musun? Bizim kaç gazete basıp, sattığımızı sen çok iyi biliyorsun; çünkü zaman zaman senin matbaanda bastık. Şu anda o bastığımızdan da çok fazla bastırıyoruz.

Soru 3: Neden Medine dilencisi oldun?

Çünkü ömründe hiç hak ederek para almadın. Hep hak etmediklerini aldığından dilenci olarak ölmeye mahkumsun.

soru 4: Büyükşehir Belediyesinin 2004-2005 faaliyet raporlarını bir incele... Hani şu 'Yeni Ekip' diye bir gazete kurup verdiler eline ya, o gazeteye Büyükşehir bütçesinden o günün parası ile tam 132 milyar para almışsın, nerede o paralar da hala dilencilik yapıyorsun?
 
soru 5: Yetmedi Büyükşehir'den aldıkların ve o günkü şartlarda 60 milyarlık çek alıp dolandırdığın iş adamına, "Sen de bu gazetenin ortağısın" demene rağmen adam nasıl havasını aldı?

Soru 6: Bu Kayıkçıbaşı sayesinde nelerden yırttığımı çok merak ettim!.. Bir açıklasan da hem ben öğrensem hem de toplumumuz bilse!.. Yoksa 4 yıl boyunca bir dediğini iki etmediğim bu Kayıkçıbaşına, hapiste kaldığımız 95 günlük süre içerisinde eşi Cihan Hanımın yapmadığı hizmeti yaptığım halde, bir evraka istediği imzayı atmadım diye beni bir kalemde silip atacak kadar vefasız olan ben miyim?

Bu sorulardan sonra gelelim senin vurgun haberi ile ilgili yaptıklarına...

Şu 'Sizin için' bülteni diye bir bülten basıyorsun matbaanda... Bunu senden başka basacak bir matbaa yok mudur bu şehirde de sürekli sen basarsın onu? Şimdi diyeceksin ki, 'kardeşim en düşük fiyatı ben veriyorum' yesinler seni, yuttuk değil mi? Düşük fiyat verip adetini yüksek tutarak aradaki açığı kapattığını bilmeyecek kadar ahmak mı sandın bizi!

Bu 'Sizin için' dergisini son bastığında işini her zaman olduğu gibi adam gibi yapmadığından; idare, dergiyi sana bastırmaktan vazgeçmişti. Tam o sırada bizim 'Büyük Vurgun' haberi imdadına yetişti ve onlara gözdağı vermek için manşet yaptın onu.

Kral hazretleri, Kayıkçıbası ve Saz heyeti hemen o gün 4 saatlik bir toplantı yaparak yapmaları gerekenleri konuştular. İlk iş olarak da basını susturmayı görev edindiler. Kayıkçıbaşı seni çağırıp, "Tamam Hayati, sen bize basmaya devam edeceksin, ama yarın manşetini dünkü manşetinin tam tersi yapacaksın" dedi.

Sen de, "Emrin olur ağam," dedin ve aynen talimatın gereğini yerine getirdin. Kıyak yok dediğin evrakla ilgili ben, senin Kral hazretlerinle televizyonda açık açık tartışmaya hazırım. Hodri meydan... Gelsin konuşalım... Neyin ne olduğunu da bu toplum görsün. Söyle o ağalarına, paşalarına ben hazırım, onlar da hazır olunca senin aracılığınla haber versinler.

Sana şimdilik son bir soru: Şu anda yanında çalıştığın patronun matbaa kurarken o matbaayı satın aldığın adamlardan kaç lira komisyon alarak o matbaayı patronuna yasladın?

Ben kaç lira aldığını biliyorum, merak edersen söylerim. Hani meşhur bir atasözü vardır, 'merdi kipti şecaat arz ederken sirkatini fahşeylermiş' diye. Yani sizin anlayacağınız; çingene ne kadar büyük adam olduğunu anlatmak için yaptığı hırsızlıkları anlatırmış.

Şimdi bizim Hayati, ömrü hayatında yaptığı hiçbir işte başarılı olamamış. Sonunda da işi, dökmüş Kral hazretlerinin tetikçiliğini yapmaya. Onda da başarılı olduğu söylenemez, ama bir nebzecik olsun yapıyor onu. Ben kendisine bu son işinde başarılar dileyerek, Mevla'dan dilençilikten kurtulmasını da niyaz ediyorum. Ancak bak dostum sen işini adam gibi yap karşılığını Cenabı Hak verir. Dilencilikten de kurtulursun. Bugünlük bu kadar yeter, istersen devamı var!..

Hoşça kalın değerli okurlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR