ARKEOLOG KENAN SÜRÜL AÇIKLADI"İKİZTEPE'DE ALTIN YOK"

ARKEOLOG KENAN SÜRÜL AÇIKLADI"İKİZTEPE'DE ALTIN YOK"
18 Mayıs Müzeler Günü nedeniyle 23 Mayıs Cumartesi günü İkiztepe Ören Yeri ve Höyük alanı, Kolay Mahallesi, Kapukaya, Asarkale, Altınkaya ve Derbent Barajları'na bir gezi düzenlendi.

Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin organizasyonu ve Bafra Kaymakamlığı, Bafra Turizm Derneğiile Bafra Küsader'in katkılarıyla gerçekleştirilen gezide, İkiztepe Ören Yeri'ndeki Höyükler ve bu bölgede yapılan yanlış ve kaçak kazılarda altın aranması gibi bir çok konuda Bafra Müzesi Arkeoloğu Kenan Sürül ilginç ve önemli açıklamalarda bulundu. Gezinin kaptanlığını ise Samsun B. Şehir Belediyesi Şoförü Ahmet Koçbıyık yaptı. 
Geziye Bafra Turizm Derneği'nden Cemalettin Cankurt, Yağmur Özer ve dernek üyeleri ile Bafra Küsader Başkanı Gülseren Akdaş, Bşk. Yrd.Oktay Zerrin ve dernek üyeleriyle, İstanbul'dan şair Ömer Kuloğlu katıldı. Bafra Müzesi Arkeoloğu Kenan Sürül, İkiztepe Höyükleri ve altın aramak için yapılan kaçak kazılarla ilgili şunları söyledi:
"Milattan önce 6 bin yıllarından itibaren yaşamın sürdürüldüğü Klan Devletçikler dediğimiz köyvari yerleşimlerin oluştuğu Höyüklerde bulunuyoruz. Höyükler, bir tercüme olarak kültür katmanı demektir. Bunu hem görsel hem de sunum olarak anlatmaya çalışayım sizlere. Çeşitli tabakalar görüyorsunuz burada. Kulenin içersinde her tabaka ortalama 150-200 yıllık bir kültürün birikimidir. Şurada, alt seviye bu höyüğün taban seviyesidir. Şu anda alt seviye bu höyüğün taban seviyesidir. Eskiden itfaiye, doktor olmadığı için, sağlıklı ve korunmayla ilgili planlı bir teşkilatlanma olmadığı için bir höyük, böyle bir yerleşim yerinde, ortalama 10-15 aile yaşamaktaydı. O kadar küçük bir yerleşim yeri ama o dönemin metropol kenti. Buranın insanı hem avcılık, toplayıcılık hem dokumacılık hem de üretim yapıp bunları satıyordu. Kafamızda bir mizansen canlandıralım. Büyük bir yangın çıkıyor, ev zaten ahşaptan. Çünkü burada taş yok. Karadeniz Bölgesi'nin biliyorsunuz en büyük özelliği taş yok, ahşap malzeme kullanılıyor. Çıkan bir yangın esnasında, vatandaş yangını söndürmekle uğraşmıyor. Ne yapıyor; çoluk-çocuğunu kapıp yangın alanını terk ediyor. Terk ettikten sonra tekrar geri gelip yerleşim kurmayı hissediyor. Yine bir mizansen kuralım. Bu tabakanın üstüne yerleşim kurunca, Allah göstermesin büyük bir veba, verem herhangi bir salgın oluyor ve anında o alanı terk ediyorlar. Çünkü karantina uygulaması o dönemde de az çok biliniyor. 
Terk edilen alan, tekrar geri gelindiği zaman o hastalıklar tekrar insanlara bulaşmasın diye o alan da kapatılıyor ve ikinci bir tabaka daha oluşuyor. Bu şekilde yaklaşık 2 senede 13 tabaka meydana geliyor. İkiztepe Höyüğü'nün kültür katmanları yaklaşık 13 tabaka olup her çizgi bir kültür tabakasını belirtiyor. Peki niçin bu kadar küçüldü bunlar? Zaman içersinde o kültür katmanı üzerine yapılan baskı neticesinde toprak sıkışa sıkışa bakın bu hale geldi. Bazı yerlerde yangın izleri var. Bu yangın izleri burada büyük yangınlar olduğunu gösteriyor. Bu şekilde arkadaşlar, İkiztepe insanı yaklaşık 2 bin yıl civarında yaşadı ve bu yaşantıları süresi içersinde Merzifon istikametinde aldıkları bakır ve arsili birleştirerek metalden silahlar yaptılar. Hemen yanımız deniz, denizden balık avcılığı yaptılar. Ormanlardan avcılık yaptılar. Sol yanımızdaki Kızılırmak ırmağının verimliliğinden faydalandılar. Bafra Ovası'nın verimliliğinden faydalandılar.
Arkadaşlar, biz Bafralılar veya bu çevrede yaşayan insanlar acaba turizm potansiyelimize yeterince sahip çıkabiliyor muyuz? Hayır. Bunun görsel bir örneğini sizlere sunmak istiyorum.Yaklaşık 2 aydır üzerinde çalıştığımız bir konu var. Bu bölgedeki kaçak kazı olayı meydana gelmiş. Burada yaşayan insanlar, yerin altında bir metal olduğunu düşünüyorlar. Şurayı isterseniz buldozerlerle dağıtın, atomlarına ayırın, çekirdeklerine ayırın burada bir gram altın yok. Burada çanak, çömlek kırıntıları var. Onları da biz arkeologlar kullanıyoruz. Yaptıkları höyüğe zarar vermektir,başka bir şey değil. Ricamız, duyan duymayanlara anlatsın.Siz gördüklerinizi arkadaşlarınıza anlatın. Burada altın yok.Boşuna kimse uğraşıp da buradaki tabakalara zarar vermesin. Burada altın yok. Bakın karşıdaki çukurlar da bu kaçak kazılar sonucunda açığa çıktılar. Yapılan her bir tahribat, bizim turizmimize zarar verir.
Burada hiç bir şey yok. Burada altın metali bulamayız."
Bafra Müzesi Arkeologu Kenan Sürül bu şekilde konuşmasına devam ederken geziye katılanlar da anlatılan konuları dikkatle dinleyip not aldılar ve merak ettikleri çeşitli sorularla yapılan sunuma destek verdiler. Küsader Başkanı Gülseren Akdaş da bu konularla ilgili bir köşe yazısı yazarak halkımızı bilinçlendirmeye çalışacağını söylerken yeni kurulan Bafra Turizm Derneği üyesi Cemalettin Cankurt da dernek olarak her zaman bu tür gezi ve çalışmalara destek vereceklerini söyledi. Geziye katılanlar ayrıca Samsun B. Şehir Belediyesi, Bafra Kaymakamlığı ile Bafra Müze Müdürlüğü ve Arkeolog Kenan Sürül'e teşekkür ettiler.
Gezi üyeleri ayrıca Kolay Altınkaya Barajı civarında güzel bir piknik yaptılar. Haber: Oktay Zerrin-Bafra

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.