ANKARA’DAN SELAMLAR

Yaklaşık üç gündür ağabeyimin rahatsızlığı nedeniyle Ankara'dayım, hasta ziyaretine gelen dostlardan biraz Ankara'nın havasını teneffüs etme imkanı buldum. Siyaset o kadar enteresan bir şey ki bırakın hasta ziyaretini, cenazeye giden insanlar dahi üç beş dakikalık başsağlığı temennilerinden sonra söz dönüp dolaşıp mutlaka siyasete geliyor, hasta ziyaretlerinde ise geçmiş olsun sözünün ardından konuşulan şey siyaset. Salı gününden itibaren Ankara'da özel bir hastanede bulunmaktayım, ziyarete gelen eş, dost, akraba ve insanların konuşmalarını dinliyorum, gelenlerin tamamına yakını aynı şeyleri konuşuyor. Samsun'da konuşulan konuların biraz daha farklı versiyonu burada konuşulmakta. Gelen ziyaretçilerin büyük bir kısmını tanısam da tanışmadıklarımızın konuşmaları benim için önemli şeyler, zira bizi tanıyan insanlar yanımızda her şeyi konuşmazlar ancak tanımayan insanların konuşmaları tamamen sansürsüz olduğundan o konuşmalar toplumun nabzını yansıtır.
Nacizane kanaatim Ankara'da yaşayan insanların büyük bir kısmı memur ve siyasetçiden oluşmakta, ticaretle uğraşan insanlar da var ancak onların da ilgi alanlarının siyasetle ilgili olduğu muhakkak. Hal böyle olunca bize bu insanların durumunu değerlendirmek düşüyor. Aslında bu insanları tarif etmek çok zor değil, ikiye ayırmak mümkün, birinci kısım kendilerinden alttaki insanları kullanmaya çalışanlar, ikinci grup insanlar ise kullanıldıklarının farkında olmalarına rağmen çaresizlikten yapacak bir şeyleri olmayan insanlar. Eskiden mücahit olanlar, radikal takılanlar, Devlet kurup, Devlet yıkanlar, Tek yol İslam diyenlerin büyük bir kısmı şimdi ya üst düzey bürokrat olmuşlar, ya siyasetçi olmuşlar veya siyasetten fevkalade nemalanmasını çok iyi becerip köşeyi dönmüşler. Eskiden gece alemlerinin kahramanları sosyete iken şimdi gece alemlerinin başrol oyuncuları eski mücahitler. Çukurambar bölgesine gece geldiğinizde barlarda, kafelerde, akşam takılma mekanlarında altlarında son derece lüks araçlarla dolaşan eski mücahitler, çocukları, avanelerini rahatlıkla görmeniz mümkün.
İnsanların gerçek inançları, samimimiyetleri ve dürüstlükleri ellerine makam ve para geçtiğinde ortaya çıkar, fakirken edebiyat yapmak çok kolaydır, nasıl olsa elinizde imkan yok, her şeyi konuşabilirsiniz ama elinize imkan geçtiğinde durum çok farklı. Efendimiz döneminde Salebe adlı sahabe çok fakir olduğu dönemlerde camiden çıkmazken onun ihlas ve samimiyetini öven Efendimiz kendisine ya salebe benden ne dileğin olursa rabbimden isteyeceğim dile benden ne dilersen diyor. Salebe ise efendimizden zenginlik talep ediyor, Efendimiz onu ikaz edip Dünya malı istememesini söylüyor ancak salebe ısrar edince Resülüllah Allah'a dua edip Salebenin zengin olmasını istiyor. Allah Resülü'nün duası kabul olup salebe zengin olunca önce vakit namazlarında cemaate gelmemeye başlıyor, ardından camiye gelmeyi terk ediyor. Resulullah Salebeye zekat memurunu gönderip zekatını vermesini isteyince bu malı ben kazandım zekat bana haraç gibi geliyor deyip zekat vermekten imtina ediyor. Neticede helak olup gidiyor.Bu yaşananlar hikaye olsun veya çocuklarımızı uyuturken anlatmamız için yaşanmamıştır, bize ders olması için hikmetini anlamamız için anlatılmış ve yaşanmıştır. İktidar sarhoşluğu ile mazisini inkar edenler, salebeyi unutmasınlar.
Gelelim Ankara'daki Samsunluların ne yaptığına. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Ankara'da görüştüğüm herkes adeta yazılarımı ezberlemiş durumda. Samsun şehrinde olup, biten her şeyi bizden izlediklerini gördüm. Biz okunma oranlarımızı ve IP' lerin nereden girildiğini rahatlıkla görebiliyor ancak siteye girip göz atmak farklı bir şey, okuyup anlayıp, anladığını tartışmak farklı bir şey. Denge Gazetesinin altıncı yılında yakaladığı bu başarı siz değerli okurlarımızın desteği sayesinde olduğu da bir gerçektir. Emeği geçen, destek veren herkese teşekkür ederim. Siyasette Ankara gündemi nedir derseniz onunla ilgili müstakil bir yazı yazacağım ancak şu kadarını söylemek isterim ki Ankara'da görüştüğüm herkes artık yazı yazmana gerek kalmayacak, zira Başbakan yanlış yapanların ciddi anlamda farkına varmış durumda, şu anda belki farklı yerlerde olabilirler ancak zamanın bazı şeyleri muhakkak. Sözlerime son verirken haftabaşı buluşmak üzere. Hoşçakalınız…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR