AMİSOS KENTİ’NİN ZİLLİ ŞİŞKOLARI VE BOTOKSLU ADAMLARI

Tarihi Amisos kentinde olup biten hikâyelerimize zaman zaman değineceğimizi söylemiştik. Bugünkü hikâye kahramanlarımız Kral Tranociris’in yerine göz diken Botokslu siyasetçilerle, Botokslu siyasetçilerin yalamalığını yapıp onların çanaklarını yalayarak adeta yağ tulumuna dönen zilli şişkolardan bahsedeceğiz. Bu hikâyeleri gündeme alma nedenimiz geçmişte yaşananları iyice analiz edip, günümüzde ve gelecekte bu insanların örneklerine rastladığımızda ne yapacağımıza daha rahat karar vermemizdir. Zira Kur’an-ı Kerim’in büyük bir kısmında, tarihte yaşanmış olayların anlatılma nedenleri de bunlardır. Örneğin Lüt Kavmi’nin yaptıkları, Nuh peygamberin yaşadıkları, Adem aleyhisselamın oğulları Habil ile Kabilin neden kavga ettikleri gibi bir çok olayın yaşanma nedenini tüm detayları ile anlatmakta ve aynı hataları yapmamamız için bizlere tavsiyelerde bulunmaktadır. Biz de bundan esinlenerek tarihi Amisos kentinde geçmişte yaşanmış bazı olayları zaman zaman gündeme getirip, bu insanların neler yaptıklarını anlatıp ders alınmasını sağlamaya çalışıyoruz. Hikâye kahramanlarımız yaklaşık 2300 yıl önce tarihi Amisos kentinde yaşamış olan insanlardan oluşmakta.

Tarihi Amisos kentinde yaşamakta olan Kral Tranociris evlatsız olmasına rağmen halk arasında ona Büyükbaba anlamına gelen Tranociris unvanı verilmiş. Kendi çocuğu olmamasına rağmen zaman zaman eşini aldatma cihetine giden Tranociris çok vefasız, ikiyüzlü ve insanları aldatmasını beceren bir adammış. Toplum da o kadar enteresan bir toplum imiş ki sırf Tranociris’in bağlı olduğu Tavil Adam lakaplı İmparatora olan bağlılıklarından ötürü Tranociris’e oy verip O’nu başlarında tutmaktan zevk alırlarmış. Halkın bu durumundan yararlanmasını çok iyi beceren Tranociris uzun yıllar halkı idare etmiş ama koltuğunda bir hayli gözü olanlar varmış. Bunların içerisinden durumunu belli edip açıkça O’na karşı olduğunu ilan eden Botokslu adam bir hayli uğraş vermesine rağmen başaramamış. Botokslu adamın en önemli özelliklerinden biri de Teoloji Mühendisliği okumuş olmasına rağmen yaptığı her iş teoloji ilmine ters işlerden oluşmakta imiş. Başında bulunduğu kurumun halktan toplanan vergilerini o kadar enteresan iç ediyormuş ki aklınız şaşar. Başında bulunduğu kuruma gelmeden önce çay içmeye parası olmayan Botokslu adam, daha sonra çocuklarını özel okullarda okutmaktan tutun da evler, arabalar, yatlar, katlar ne ararsanız onda mevcut olmanın yanında hatunlar da düzine işiymiş.

Botokslu siyasetçinin icraatları dillerde destan olmaya başlamış ama o temiz adama yakın ne kadar adam varsa hepsini Amisos kentine getirip onları halkın karşısına geçirip konuşturuyormuş ki kendi ayıpları ortaya çıkmasın, Tranociris’in yerine daha rahat bir biçimde geçsin. Getirdiği konuşmacılara verdiği para ise dillerde destanmış. Bu paraları da halktan topladığı vergilerle vermenin yanında, bölgesinde iş yapan iş adamlarından alıp onları adeta canlarından bezdirmekteymiş. Botokslu adamın en önemli özelliklerinden birisi de düzgün insanlarla beraber olmaktan kaçınıp Tek Tanrı inancına sahip olmayan ahlaksızlarla, şerefsizlerle, zinakârlarla beraber olmakmış. Nerede bu tür adam varsa onları bulup desteklermiş. Dönemin devrimcileri, terörist destekçileri, rejim düşmanları Botokslu adamın desteklediği adamlarmış. Bu tür insanların bir kısmına risaleler kurdurup masraflarını karşılarmış. Bir kısmına ofisler tutarmış, bir kısmına da her gün kazanlarla yemek gönderirmiş. Yapılan masrafların tamamı başında bulunduğu ve halktan toplanan paralarla karşılanırmış. Adamın ne kadar ahlâksız birisi olduğunu buradan anlayabilirsiniz.

Botokslu’nun verdiği yemeği gündemine alan bir risaleden rahatsızlık duyan Botokslu, risaleye anında tavır almış. Botokslu’nun verdiği bedava yemeği haber yapan risaleden bazı

yazman bayanlar o kadar rahatsız olmuşlar ki anlatamam. Risale çalışanlarını gördükleri yerde Botokslu’nun verdiği yemekten yediklerini ve bundan da çok mutlu olduklarını dile getirmekten geriye kalmayan bu zavallıların bundan sonraki adları da Amisos’un zilli şişmanları oluvermiş. Aslında onlar sadece yemek değil başka bir şey de isterlermiş ama kiloları buna müsait olmadığından muhatapları onları ciddiye almazmış. O nedenle de sinir katsayıları arttıkça artarmış. Bu tür ahlâksızlara ne yapmak lâzım derseniz zaten onlar tarihin karanlık sayfalarında yok olup gitmeye mahkûm olduklarından zamanla yok olmuşlar.

Bu tür insanlar tarihin her döneminde var olacaklardır ve sayıları da küçümsenmeyecek kadar çok olacaktır ama biz kemiyete değil keyfiyete bakacağız. Bizim için sayı değil kalite ölçüdür diyerek yolumuza devam edeceğiz. Bu zilliler, mavatlar, deyyoslar, pezemekler de yapmakla yükümlü olduklarını yapmaya devam edecekler. Onlara destek veren şerefsizler de desteklerine devam edecekler. Sizin anlayacağınız herkes kendisine yakışanı yapacak. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR