"Zenginin malı içinde fakirin de hakkı vardır." mantığından hareketle Ramazan yardımı olarak dağıtılan erzaklar,bu olay izdihama dönüştürülmeden de yapılabilir.Geçtiğimiz Ramazan sıkça karşılaştığımız görüntülerdi bunlar.
Yardımı alabilmek için eşini dostunu komşusunu ezen,parayı kaptığı gibi,olanları bir köşede sigarasını tüttürerek gururla izlemekte olan kocasına teslim eden kadınlarımız...

Anlattığım;bizim ülkemizde yaşanan gerçekler.Peki sizce bu mudur "yardım" ?
Anayasamızdaki "sosyal devlet" ilkesi bu şekilde mi işlerlik kazanıyor?Peki bunun neresi sosyal,neresi devlet?

   Ülkesinin daha demokratik ve özgürlükçü olacağını iddia eden siyasal iktidar;uydurma kanıtlarla adeta seçmece olarak;avukatları,gazetecileri,askerleri,sanatçıları,sivil toplum örgütü yöneticilerini,polisleri,öğretim üyelerini,parti üye ve yöneticilerini içeri dolduruyor.Peki içeri girenlerin ortak yönü nedir?Onları içeri dolduran siyasal iktidarın,iktidara geldiği ve tüm nimetlerinden faydalandığı bu ülkenin kuruluş esaslarını ve kuruluş ideolojisini savunmak!
Peki siyasal iktidar geçmişi ve şimdisiyle neyi savunuyor?Bu ülkenin kuruluş ideolojisi ve rejiminin tam tersini! Ülkenin en hayati kazanımlarından "egemenlik" ilkesini hiçe sayarak,egemenliği Avrupa Birliği'ne vermeyi,onların içinde erimeyi...Hatta hakkında bu gericiliklerin odağı olmak suçlamasıyla kapatma davası da açılmış,her davranışı ilgiyle izlenen bir iktidar bu!

Fakat bu iktidar kendine,koltuğuna ya da koltukta sırtını dayadığı yere o kadar güveniyor ve diyor ki; "bu halk beni ve uygulamalarımı,-vatandaş olarak demokratik hakkı olduğu halde- izleyemez,sorgulayamaz.Her yaptığımı doğru olarak kabul etmek zorundadır.Ben istediğim her an onun telefonunu dinler,tüm özel hayatına erişir,gerek onu gerekse ülkenin aydınını canım kimi isterse kim bana yan bakarsa kim işlerime çomak sokmaya yeltenirse onu türlü suçlamalarla sanık sandalyesine oturturum!
İktidarım,her şeye muktedirim!

Peki bunun neresi hukuk devleti,neresi demokrasi düzeni?

İktidara sahip olanlar dün kol kola gülümseyerek fotoğraf çektirdikleri medyayı bugün kalleş ilan edip halka da "bunları okumayın!" diye emir verebiliyor!

    Bu ülkenin yönetim rejimi Cumhuriyet,yöneteni de cumhur yani halk.Siyasal iktidarlar geçici,makamlar mevkiler geçici iken bu nasıl bir şaşkınlık ki;halka,cumhura,bu geçici makamlarda oturan kişiler böyle cümleler kurabiliyor?
Yoksa bu ülkeyi cumhur yönetmiyor mu?

Ülkenin ekonomisinin temellerini sars;liman,toprak,fabrika,arsa,tarla,banka ne varsa yabancıya sat.Üzerine de ülkeyi bir güzel borçlandır...-Cumhuriyet tarihindeki en yüksek borçlanma bu hükümetindir- Ülkenin denizini bile doksan dokuz yıllığına kiralamaya kalkış!Halkı muhtaç et!Sonra da bulgur yardımı,kömür yardımı...-Bu yardımların parası da yine sizin bizim vergilerimizle ödeniyor tabi-
Yollara dökülen,yerlerde sürünen,ezilen insanlar...
Ahlak çamura bulanmış;haysiyet,gurur ve onur yerlerde...
Peki bunun neresi "Adalet",neresi "Kalkınma"?...

                                                                                                                                                                                                                İyi Haftalar!