AKILSIZ ADAM DOSTUN OLACAĞINA...

            AKILSIZ ADAM DOSTUN OLACAĞINA AKILLI ADAM DÜŞMANIN OLSUN
Aslında bugün sizlere tarihi Amisos kentinde REİSÜLKUNDEMA adıyla ün salmış, asıl mesleği muallimlik iken daha sonra yazmanlığa indirgenen, bilahare Allah'ın Yürü Ya Kulum demesi sonucu Amisos Kentinin beylerbeyliğinde görev aldıktan sonra her şeyini yenileyen ve bu icraatları sonucunda REİSÜLKUNDEMA unvanına kavuşan zatı muhteremin hikâyelerini ele alacaktık.
Ancak konuların önceliğine göre hareket edilmesi gereğini göze alarak bu konuyu bir başka haftaya bıraktık. REİSÜLKINDEMA'nın hikâyesini okuduğunuzda aklınız baştan çıkacak, bu zatı muhterem o kadar becerikli bir kişiymiş ki daha önceleri sade bir yaşam biçimi varken Beylerbeyinde görev aldıktan sonra Hatunlarını yenilemekten tutun da vücudunun her yerini ameliyatla yeniletmeye varıncaya dek kısa zamanda her şeyini yenilemesini becermiş bir zat.
Dünyalık mal, mülk kısa zamanda onda o kadar çoğalmış ki anlatmakla bitmez, sadece kendisini değil yedi sülalesini zendin eden REİSÜLKUNDEMA döneminin en meşhur Kundemacıları  arasına girdiğinden ve işinde çok başarılı olduğunda REİSÜLKUNDEMA namı ile anılmaya başlamış. Konuyu çok fazla dağıtmadan önümüzdeki günlerde zatı muhteremin hikâyeleri ile baş, başa kalmak üzere asıl konumuza geçmek istiyorum.
Atasözleri yaşanmış tecrübelerin söze dökülmüş halleridir, her yaşanan olaydan ders çıkarmasını beceren ecdadımız kendilerinden sonraki insanların kulaklarına küpe olması için onları uyarır mahiyette sözler söyleyerek kendi çektikleri sıkıntıları başkalarının çekmemesi için onlara nasihatte bulunmuşlardır.
 Bu veciz sözlerden birisi de yazı başlığımıza koyduğumuz 'Akılsız adam dostun olacağına akıllı adam düşmanın olsun' sözüdür. Bu söz gerçekten çok manidar ve ibret alınması gereken bir sözdür, dilerseniz konuyu bir örnek vererek açıklayalım; Adamın birisinin düşmanı varmış, ondan sürekli kaçmak zorundaymış, hatta kaçıp saklandığı evlerde hangi odada yaşadığını düşmanı anlamasın diye evin lambalarını dahi yakmazmış.
Bir gece lavaboya çıktığında lambasını yakınca eşi içeriden bağırmış “Herif düşmanın lavabodaki lambayı görürse seni orada vurur lambayı kapat”  deyince adam lavabodan beri şöyle seslenmiş “Hanım benim düşmanım beni lavaboda vuracak kadar akılsız ve onursuz değil” demiş. Bu arada düşmanı da evin dışından söylenenleri duymuş ve onu tam vuracakken vazgeçmiş.
Yukarıdaki Atasözünü Hazreti Ali'nin söylediği de rivayet edilir ancak kim söylerse söylesin çok güzel ve ders alınması gereken bir söz olduğu açıkça ortada. Hayatımda sürekli olarak akıllı insanlarla arkadaşlık yapmaya çalışsam da zaman, zaman akılsız insanlarla da arkadaş olmak zorunda kalmışımdır.
Özellikle gazetecilik mesleğine girdikten sonra bu durum biraz daha çoğaldı. Zira diğer mesleklerde seviyesiz insan sayısı Gazetecilik mesleğindekilerden çok daha az olduğundan bu mesleğe girdiğimiz için akılsız insanlarla daha fazla karşılamak zorunda kaldık.
Ben arkadaş seçerken ilk önce şahsiyetine ardından inanç dünyasına bakarak arkadaş seçerim. Şahsiyetli adam bulamadığım zaman bari inançlı, imanlı insanlarla bir olayım da onlarla birlikte arkadaşlık edeyim derim. Ancak insanları kısa zamanda tanımak mümkün olmadığından belli bir zaman onlarla bazı olayları yaşayarak karar vermek zorundayız.
Zira böyle davranmayıp onun bunun söylemesi ile insanlar hakkında karar verdiğimizde vebal altında kalacağımızdan o yolu hiç bir zaman seçmedik. Kaldı ki insanlar size benimle neden arkadaşlık yapmıyorsunuz dediklerinde onlara haklı bir gerekçe sunamıyorsanız o zaman siz kibir sahibi olursunuz ki Allah korusun bu Allah'ın lanetlediği bir sıfattır.
İşte bu minvalde arkadaş seçmeye çalışırken bazı insanların söylemlerine bakarak onların Müslüman olduklarını düşünüp onlarla arkadaşlık yapıyorsunuz. Bu insanların her türlü sıkıntılarına derman olmaya çalışıyorsunuz, parasız kaldıklarında para veriyorsunuz, en ufak bir sıkıntıları olduğunda anında yanlarında oluyorsunuz.
Hatta bir sıkıntıya düştüklerinde onları o sıkıntılardan kurtarmak için yıllarca konuşmadığınız insanları arayıp onlara ricada bulunmak zorunda kalıyorsunuz ama bu insanlar sizin için azıcık bir sıkıntı çektiklerinde Dünya yerinden koparcasına feryadı figan etmeleri bir yana ciğeri beş para etmeyen insanlarla bir olup aleyhinizde her türlü manevrayı yapacak kadar alçalabiliyorlar.
Peki, bu tür insanları konuşmaya değer mi? derseniz siz zamanında onları adam zannedip değer verdiğiniz için düştükleri durumu gördüğünüzde onlara acıdığınızdan onlar adına üzülüyorsunuz. Siz onları işlerini ellerinden alan insanları makamınıza geldiklerinde rahatlıkla kovuyorsunuz ama onlar Merhum Üstadın dediği gibi alçaklığın da bir seviyesi vardır. Çukur denecek adamların sözlerine kanıp sizinle ilgili yanlışlar yapabiliyorlar.
Bu akılsız insanlar zaman, zaman yaptıkları yanlışların farkına varıp sizlere aracılar koyup özür dilese de sizin için hiç bir şey ifade etmez. Allah Kur'an da Münafıklar için “Müzepzebine beybe zalik.....” 'Müminlerle kafirler arasında sürekli gidip gelirler size geldiklerinde biz sizin gibi müminiz derler ama  Kafirlerin yanına gittiklerinde ise biz onlara öyle dedik ama sizlerle beraberiz derler onlar için elim bir azap vardır' buyurmaktadır. Umarım bu insanlar da bu Ayeti Celilenin kapsamına girmezler, sözlerime son verirken Akıllı dostlarla buluşmak ümidiyle hoşça kalınız 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR