AK PARTİ İL KONGRESİ VE SEÇİLMİŞLER

Bugünkü köşe yazıma başlamadan önce geçtiğimiz günlerde vefat eden eski Başbakan ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a Allah’tan rahmet diliyorum. İnancımızda, kültürümüzde ölüleri hayırla yâd etmek vardır ancak 28 Şubat sürecinde inanan insanlar olarak yaşadığımız sıkıntıları unutmamız mümkün değildir. Keşke egemen güçlerin halkın inancına aykırı taleplerine boyun eğmeden, dünya makamlarını elinin tersiyle itebilseydi de şimdi karşılığını Rabbimizden çok daha güzel bir şekilde alsaydı. ANAP bu ülkeye çok hizmetleri olan bir parti. Merhum Menderes’le başlayan demokrasi ve hizmet süreci, Özal’la devam etmiş, merhum Erbakan’ın sanayileşme ve manevi hamleler mücadelesiyle devam etmiş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın demokratikleşme ve kalkınma hamleleriyle bu günlere  gelmiştir. Bu sürecin cumhuriyet döneminin en parlak ve zenginleşme süreci olduğunu söylemek abartısız gerçektir. 28 Şubat süreciyle sekteye uğrayan ve bin yıl devam edecek dedikleri dine karşı duruş projeleri Allah’ın izniyle sadece dört yıl sürebildi. Demek ki dayatmayla bir yerlere varılmıyor, halkın isteği ve Hakkın rızası olmadan ayakta durmak mümkün değil. Bu süreçte epey sıkıntılar çekilse de gelinen nokta inanan insanlar için gurur duyulacak bir noktadır.

Bugün yapılmakta olan AK Parti il kongresinde mevcut İl Başkanı Ersan Aksu’nun göreve devem edeceğini aylar öncesinden yazmıştık, bu konuda sorun yok. İl yönetimi konusunda eleştiriler var, birkaç arkadaşla ilgili ciddi eleştiriler var. Bu arkadaşların il başkanını yönlendirdiği, bu nedenle de bazı hatalar yaptığı söylenmekte. O isimleri kongre günü yazmanın etik olmadığını düşündüğümden yazma gereği duymuyorum ancak Ersan Aksu’nun ne demek istediğimi çok iyi anladığı kanaatindeyim, umarım bu uyarımı dikkate alarak gereğini yapar. Bir de perde arkasından İbrahim Sandıkçı’nın çok müdahil olduğu ve yönetime ve icra kuruluna yakın arkadaşlarını koyduğu, her konuda il başkanının onunla istişare ettiği, diğer seçilmişlerle çok istişare etmediği ve bu nedenle de diğer seçilmişlerin rahatsızlık duyduğu ama seslendirmediği eleştirileri var, bunu da dikkate alırsa bundan sonraki süreçte daha rahat il başkanlığı yapacağı kanaatindeyim. 

Gelelim seçilmişlerin durumuna, milletvekillerinden aktif olan iki vekil var. Birisi Çiğdem Karaaslan diğeri Fuat Köktaş. Bunların dışındaki vekillerin ne yaptıklarını pek bilen yok. Şehirde olup biten sıkıntılarla ilgilenen Çiğdem Karaaslan ve Fuat Köktaş, örneğin bölgenin en önemli kurumlarından birisi olan KÖYTÜR firmasının iş aş sağladığı ve beş binin üzerinde insanı ilgilendiren bir konuda sıkıntıya düşmesiyle ilgili çiğdem Karaaslan ile Fuat Köktaş’ın dışında vekil hiçbir ilgilenmedi. Allah onlardan razı olsun, bu konuda ellerinden gelen ne varsa yaptılar. Umarım cumhurbaşkanımıza da bu konuda bilgi verilmiştir, o da gerekli talimatları verir de konunun bir an önce çözülmesi noktasında gereken yapılır. Diğer seçilmişlere gelince; Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’le ilgili basının aleyhte yaptığı haberlerin tamamı hilafı hakikat. Ben hem Refah Partisinde hem de AK Parti’de siyaset yaptım, bu dönemlerde Mustafa Demir’le hiç anlaşamazdım ama olayı nefsileştirip doğruları yazıp çizmezsek Allah bunun hesabını sorar bizden.

Bu konuyu biraz detaylandırma gereği duyuyorum. Öncelikli olarak Mustafa Demir Başkanın devraldığı belediyenin ekonomik durumunun ne olduğunu bu şehirde bilmeyen yok. Eski parayla üç katrilyon civarında bir borç yüküyle karşı karşıya kaldı. Bu yükün altından kalkmak her babayiğidin harcı değil. Bir yandan bu borç yükünü azaltmak, bir yandan personel maaşlarını ödemek, bir yandan da hizmet üretmek çok zor bir işti. Her belediye maaş ödemede sıkıntı çekerken, kimisi maaşların yarısını ödeyip yarısını ötelerken, kimisi hiç ödemeyip gelecek aya bırakırken bu güne kadar Büyükşehir Belediyesinde personel maaşları en ufak bir aksama olmaksızın günü gününde ödendi. Peki, sadece o mu yapıldı? Elbette hayır. Bir yandan eski deyimiyle köy, yeni deyimiyle mahalle yolları betonlandı, bir yandan da ilçelerin su sorunları giderilmeye çalışıldı. 

Basının eleştirme nedeni tamamen duygusal konular… Mustafa Başkan’dan önceki dönemlerde havada bulup tavada yemeye alışanlara Mustafa Başkan dur deyince yer yerinden oynadı. Bu konuda Mustafa Başkan’ın uygulamalarına sonuna kadar katılıyorum, çok doğru yaptı. Elbette basın desteklenmeli, basın belediye başkanlarının icraatlarını anlatmak zorunda değildir, onların da giderleri var ama bu daha önceki dönemlerde alışılagelen dudak uçuklatacak boyuttaki rakamlar değil gayet mütevazı rakamlar olmalı. Hak etmediklerini almaya alışmış haramzadeler unutmasınlar ki haram yiyerek ayakta durmaya çalışanların akıbetleri hüsran olmuştur. Sözlerime son verirken şehrimize teşrif eden cumhurbaşkanımıza hoş geldiniz der hepinizi Rabbim’e emanet ederim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR