AİLE VE ÇOCUK KONFERANSI

AİLE VE ÇOCUK KONFERANSI
OMÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, "Çocuklar özellikle de aileden kopunca dışarıdaki çevrenin ve sanal alemin etkisinde kalıyor, bu durumda ailesine isyan edebiliyor. Kötü çocuk yoktur, kötülüğe bırakılan çocuk vardır.

 

 

Ergen dönemi deprem dönemidir" dedi.

Ailelerin özellikle ergenlik döneminde çocukların 'ailelerine isyan' edercesine tavır içerisine girmesi, agresifleşmesi, bazı kötü alışkanlıklar edinmesi gibi bir çok problemlerle karşılaşırken uzmanlar, iyi, bilinçli ve sağlıklı bir aile yapısına vurgu yapıp 'Ergen dönemi deprem dönemidir. Kötü çocuk yoktur, kötülüğe bırakılan çocuk vardır' noktasına dikkat çekiyor.

Samsun Gelişim Merkezi Derneği  (SAGEM) tarafından, Taflan Yalı Ticaret Meslek Lisesi'nde velilere yönelik 'Ergen ve Ergenlik Gelişimi, Ergenlik Döneminde Riskler ve Sorunlar'  konu başlıklarıyla konferans gerçekleştirdi. 

SAGEM Aile Akademisi Konferansı'na konuşmacı olarak katılan OMÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi psikolojik danışma, gelişim ve iletişim  uzmanı Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, çocukların ergenlik döneminde aileleri ile iletişiminde yaşamış oldukları problemleri her gencin yaşadığı, yaşayacağı problem olduğuna dikkat çekti.

AİLE ANLAYIŞLI OLMASA ÇOCUK KOPUYOR

Ergenlik döneminin önemli ve sorunlarla dolu bir gelmişim süreci olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, "Ergenlik döneminde olan bir gencin boyunun uzaması, bedeninin gelişmesi, denge problemlerinin çoğalması ile bu süreci ilk defa yaşıyor olması sorunları artırmaktadır. Yaşadıklarını sorun haline getiren çocuk ailesi ile problem yaşıyor ve agresifleşebiliyor. Eğer bu süreçte aile sabırla ve anlayışla bu yaşanan sıkıntıları karşılamazsa, çocuk anne ve babadan kopuyor. Bu durumda başka yerlerde kendine çevre ve çözüm arıyor" dedi.

KÖTÜLÜĞE BIRAKILAN ÇOCUK VARDIR

"Çocuklar, özellikle de aileden kopunca dışarıdaki çevrenin ve sanal alemin etkisinde kalıyor ve bu durumda ailesine isyan edebiliyor" noktasına vurgu yapan Ersanlı, "Çocuklarımız rakibimiz değil, emanetimizdir. Kötü çocuk yoktur, kötülüğe bırakılan çocuk vardır.  Onlara, emirlere boğarak değil itina ile sakin ve sabırlı yaklaşmalıyız. Onların fikirlerine yanlış da olsa saygı duyacağız ve yanlışı tatlı dille anlatacağız. Yanlış yapsa da ipleri koparmayacağız. Çocuk değer gördüğü yere gider. Eğer ona biz değer vermezsek , değer gördüğü yere doğru kanatlanır ve elimizden uçar" diye konuştu.

ERGEN DÖNEMİ DEPREM DÖNEMİDİR

Her şeyden önce aile içi saygı ve sevgiyi en üst planda tutulması gerektiğini ifade eden Ersanlı, özellikle çocukların yanında eşlerin kavga etmemesinin altını çizdi.  Çocuklara kesinlikle kötü söz söylenmemesi, nasihat değil, yaşayarak doğruyu öğretilmesinin daha doğru bir yöntem olduğunu kaydeden Ersanlı, "Ergen dönemi deprem dönemidir. Üzerine gidersek daha çok hasar veririz. Bu dönem için hazırlıklı olacağız ve en az hasarla işi atlatacağı" şeklinde konuştu.

KOPMAK YERİNE DESTEK VERMELİYİZ

Konferansa konuşmacı olarak katılan eğitimci-yazar Tevfik Yılmaz Demir ise, "Çocuklarımız bize Allah'ın emanetidir. Onların en kritik dönemleri ergenlik dönemleridir. Bu süreçte onlardan kopmak yerine destek vermeliyiz. Bu süreci hasarsız atlatmak için her an onların yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Bizim de bu süreçlerden geçtiğimizi unutmamalıyız" ifadelerini kullandı.

ÖZÜN KORUNMASI PSİKOLOJİK GELİŞİM KADAR ÖNEMLİ

SAGEM Başkanı Kürşat Gündoğdu, ailelerin özellikle çocuk gelişimi noktasında bilgi sahibi olmasının sağlıklı nesillerin yetişmesini sağlayacağını söyledi.

Türk örf ve adetlerinin çocuklara benimsetilmesinin, maneviyatının yükseltilmesinin çocukların daha sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesine imkan sağlayacağını ifade eden Kürşat Gündoğdu, "Çocuk gelişimiyle ilgili birinci nokta, onları anlamak ve çocuklarımızın gelişimi noktasında ne yapılacağını bilmek. Anne ve babalar olarak çocuklarımızı çok iyi korumamız gerekli. Onları korurken de yaşamlarını çekilmez bir hale de getirmemeliyiz.  Çocuklarımızın psikolojik açıdan gelişim süreçlerini uzmanların desteğiyle takip ederken, bir yandan da öz aile yapısının korunmasını sağlamamız gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde teknolojinin ilerlemesi, yeni gelişim çağı, bazı özentiler, ahlaki çöküntüler,  Batı kültürü gibi sayabileceğimiz bir çok neden çocuklarımızın özlerinden uzaklaşmasına, akıl karmaşasına neden olmaktadır. Bizim aile yapımız ile başka kültürlerin aile yapısı farklıdır. Unutmayalım ki, temel deki Müslüman-Türk aile yapısının bitirilmesi  hepimizin, ülkemizin  büyük sıkıntılar yaşamasına neden olabilir" dedi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.