Muhterem Okurlarım;
Belki de diyeceksiniz ki;
ODTÜ olayları varken;
Uludere Ölüleri yıldönümünde;
BDP Kürtçüleri kadar;
CHPliler de zorundan oradayken;
Suriye'ye;
Bir Emek; Bir Battaniye”;
Kampanyaları varken…
Tutturmuşsunuz Muharrem;
Aşura…
Kerbela…
Laiklerin yılbaşı kutlamaları!
“Laikler” derken aklıma geldi;
Bir okur dostumuz sitem etmiş;
“Ben Laik birisiyim;
yılın başı yada sonu olması;
beni zerre kadar ilgilendirmiyor.
tamamen ticari bir pompalama bu!
laiklikle alakasını kurmak saçma!”
laikliğin tanımını yapıyor;
Hıristiyanların ya da başka bir dinin
bayramını kutlamanın laiklikle bir ilgisi yoktur
bu inanç meselesidir” diyor okur kardeşimiz.
Aşağı yukarı aynısını söyledi;
Diyanet İşleri Başkanı;
“yılbaşı eğlenceleri ile bütünleştirilerek
bir tüketim kültürüne dönüşmüştür” dedi.
.z.m h<ccimiz dini bir törendir.
Paralar ödeyerek;
Zemzem… hurmalar…
teşbih… fesler… almıyor muyuz?
İşte Hıristiyan da…
İlluminati yanlıları da…
Hindiler alıyor…
Zemzemimiz yerine o da alıyor;
Rakısını… votkasını….
Yılbaşı akşamı…
Daha laik aileler;
O gece mükellef sofralar tutuyor
restoranında…
Otellerinde…
Bunu laik ibadet amacıyla yapıyor.
İşte biz hiçti yılbaşını hiç kutlamıyoruz.
Benim yakındıklarım burası!
Hacc ibadeti için yaptıklarımızın birazını da;
Hicri yılbaşı Muharrem ayında yapacağız.
Katolik Hıristiyan da…
Ortodoks Hıristiyan da;
Yılbaşında dini amaçlı törenler yapıyor;
Para da harcıyor.
Ama biz Aşura'ya gerçek anlamını veremiyoruz.
Ne diyor Diyanet İşleri başkanı…
Müftülerimiz… Hutbelerinde din görevlilerimiz;
“Bir gün biz de bir takvim yaprağından önce…
düşeceğiz dünyadan.
Başkaları için sıradan olan bir gün,
bizim için en büyük göç başlayacak.
Ömür defterimiz kapanacak.
Ebedî ömrümüzün rengi o gün belli olacak”...
Gibi hutbeler dinledik.
Neden aynı öğütleri;
Aşure çorbalarını dağıtırken demedik?
Aşureyi;
Güya Hz Nuh için… Hz Musa için…
Hz İsa için…
Hatta Hz Adem'in cennetten kovulması için;
Kolu komşuya dağıttık.
O Aiura günlerinde sadece oruç tuttuk.
Aşure çorbasını kase kase komşulara dağıttık.
Oysaki dağıtmayacaktık;
Komşuları Allah Adına;
Oruç kadar ibadet sayıp;
evimize davet edip;
Allah dostları büyüklerimiz;
Yukarıdaki uyarıların daha alasını yapacaktı;
Biz de konu komşu toplu eller kaldırıp;
“AMİN”ler diyecektik.
İşte 31 Aralık akşamcıları…
Laikler de şeytanları adına…
Şarkıcıları… dansözleri aşkına…
Onları seyrederken rakı… votka yudumlarken…
Gece yarılarında…
Saat tam 12 iken;
Rabbleri Şeytan adına törenler yapacaklar;
İbadetlerini tamamlayacaklar.
İşte ben haftalardır anlatamadım;
Senin ne işin var;
Laiklerin Rabbleri şeytanlara tapındıkları anda..
Den güya Müslümansın.
Ne işin var laik komşularının ibadet törenlerinde?
Sen neden Allah'ın cc sana ayırdığı günlerde;
Muharrem ayı aşureleri toplu dua törenlerinde;
Şimid de benim laik Müslümanlarım tutturmuşlar;
Mekke'nin Fethi” diye.
İlle o laik kutlamacılar içkisini yudumlarken;
O sahte Müslümanlar da o saatte uyanık olacaklar.
Mekke'nin Fethi'ni kutlayacaklar.
Anh' Alırsın. Rabbim sana da gazap yağdıracak.
O saatlerde uyanık olup
rakıcıların mezelerinden otlandığın için.
Biz ne yaptık bizim yılbaşımızda;
Hutbeler okuduk;
Aşure günlerinde;
Rasulullah (s.a.v) Medîne'ye hicret etmiş
bu günü oruç tutarak geçirmiş,
mü'minlere de o gün oruç tutmalarını tavsiye etmiştir”.
O kadar!
Hem de hutbede cemaate;
“Önemli olan,
yeni bir yılın başlamasına ne anlam yüklediğimizdir.
Yıllar ister aya göre belirlensin;
ister güneşe göre, fark etmez.
Rabbimiz bize güneşi de şahit gösterir, ayı da.
Önemli olan,
yeni günlerin adının ne olduğu değil,
yeni günlerde nasıl var olduğumuzdur” dedi İmam.
Bu yanlıştır.
Güneş de Allah'ın; Ay da Allah'ın…
Diyemezsin.
Sen Ay'a göre Hicri yılbaşında;
Yılbaşı törenleri düzenleyeceksin;
Allah'a ibadet sayılacak;
Yılını kazasız belasız verecek.
Güneş'e göre 31 Aralıkçılar da;
Rakı… şarap…  Dansöz kadın… şarkı-melodilerle;
Şeytanına ibadetini tamamlayacak.
O da yıllık ödülünü şeytanından alacak.
Ama ben şeytandan da payımı alacağım dersen;
Mekke'nin Fethi de dersen;
Alacağın ….dır!