19 MAYIS’TA DÜŞÜNEN GENÇLİK


Türkiye Cumhuriyeti, bir gençlik aramaktadır.

Böyle bir gençlik arayışı, Müslümanlıkta asla olamaz.

Mehmet Akif Ersoy ne diyordu?

Asım'ın Nesli…

 

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez suni beşer;
Bu göğüslerse, Hüda'nın ebedi serhaddi;
“O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme” dedi.
Asım'in nesli… diyordum ya…nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çignetmiyecek.
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar…
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.

 

İnşallah böyle bir gençlik yeşerecek!

Ne zaman?

Elbette 12 Haziran Sonrası…

Yeni bir anayasamız olduğunda!

Büyük bir çoğunlukla

halkın temsil edileceği yeni bir iktidar;

tamamen milli…

kendi anayasasını yaptığında;

böyle bir Asım'ın Nesli'nin temeli atılacak inşallah!

Ya şimdiye kadar ne olmuş?

Ne olacak kardeşim!

Ölmüş Türkan Saylan'ın

bursuyla yetişen

Başkalarına namusu kirletilen nesil tükendiğinde;

Seyfi Oktayların;

Yetiştirdiği hakimler…

Savcılar giderse;

İlhan Cihanerler giderse;

Tevfik Fikret gibi;

Cumhuriyet şairinin kurguladığı

Anayasalara giren

“Haluk”u zihinlerden silinirse

 Haluk adlı şiirinde diyordu ki;

Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Haluk,
Bakışlarım seni geçmişte görmek ister; sen
Bütün etin, kemiğin, kimliğinle yarısın:
Ve şarkılar gibi hep hep kulaklarımda sesin...

 

Evet, sabah olacaktır, sabah olursa, geceler
Geçer, kıyamete dek sürmez; en sonunda bu gök
Bu mavi gök size bir gün acır; usanma sakın.
Hayata neş'e güneştir, usanç içinde kişi
Çürür bizim gibi... Siz, ey yarın uzaylıların
Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!
Tükenmez özlemi vardır ufukların ışığa,
Işık, ışık... Bugünün işte ruhu, özlemi bu;
Silin bulutları, silkin o korku gölgesini,
Koşun ışıklar içinden o kutlu kurtuluşa.
Ümidimiz bu; ölürsek de biz, yaşar mutlak
Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak!

İnşallah bu şiirleri ileride açıklarız.

Ama şu anda tepemize bindirilen;

Kucaklarımızdaki yavrularımızı bize yabancılaştıran;

Bizi bize vurduran

Hep Tevfik Fikret'in “Haluk”udur.

Mehmet Akif'inki;

“Asım'ın Nesli”!

Hep bize unutturulmuştur.

Bu 19 Mayıslarda neler çektik neler!

Neler gördük neler!

Ne kadar kan kusturulduk!

Kızlarımızın çıplak baldırları bize sergilendi;

19 Mayıslarda!

Bir şey mi dedin?

Hemen polis dipçiği!

Atatürk düşmanlığı yaftası!

İçeri!  İçeri!

Zindanlara tıkanmalar!

Ama 12 Haziran!

Evet 12 Haziran'ı bekliyorum!

Güçlü bir iktidar!

% 50ler de yetmez!

%80lerle korkutun onların gözünü!

CHP'nin…

Elbette ondan geri kalmayan MHP'nin!

Kasetlerle bir bir dökülüp gidenlerin;

Gözlerini korkutun!

19 mayısları daha da berraklaştırın!

Şanına layık!

Irkına layık!

Dinine layık!

Rabbinin “İbadullah”ları!

“İbadurrahman”larını yetiştirecek

Anaların baldırı kapalı…

Tüm vücudu kapalı “Gençlik Bayram”ları olsun.

Ama hem de ta temelden…

Anayasalarına işlesin bu ruh!

İşte biz iki gençlik arasında bocalıyoruz!

Ya Akif'in;

“Asım'ın Nesli”

Ya Tevfik Fikretlerin düşlediği

“Haluk”ları!!!

Ama sen “Asım'ın Nesli”ni yetiştirecek anaları

Evimize yetiştirecek Anayasayı düzenleyecek

Güçlü bir parlamento için oyunu iyi kullan!

Bu bir sosyal cihaddır; unutma!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR